R.İhsan Eliaçık'ın Yanılgısı

.
R.İhsan Eliaçık İslam, İslam Sosyolojisi ve İslam Tarihi hakkında http://ihsaneliacik.wordpress.com/ adlı blog adresinde yazılar yazıyor. Bir hayli de takip edeni var. Beni onunla tanıştıran bir yazısı oldu. Kapitalizme yönelik eleştirileri olan bir yazarın bizzat kapitalizm tarafından propaganda edilmiş bir konuya kanmasını gördüm bu yazısında. Yazının kaynağı: Açlıkla Boğuşan Bir Ülkede Din Söylemleri

Şöyle demiş Eliaçık:

Marksist literatürde sıklıkla kullanılan “Din milletlerin afyonudur” sözü üzerinde durmakta yarar vardır.

Aç ve bitap bırakılmış insanlara bazı hocaların çıkıp “Sabredin, Allah sizi fakirlikle imtihan ediyor” telkininde bulunmaları ne derece doğrudur? Bu durumda din yürürlükteki durumu onaylayıcı ve meşrulaştırıcı bir konuma getirilmiş olmuyor mu? Böylesi bir din gerçekten afyon misyonu mu üstleniyor acaba?

Konu İslam ve Sosyalizm olduğunda Marksist İdeoloji'nin dine bakış açısını "Din halkların afyonudur" diye kestirip attırma kolaycılığına düşmek ne kadar doğru?

Marksist Felsefe (Yani Diyalektik Materyalizm) din konusuna binlerce makale yayımlamışken bu durumu görmezden gelip birde sadece işine gelen cümleyi cımbızlayıp alıntı diye sunmak ne kadar bilimsel bir titizlik?

Cümlenin doğrusu şudur:

Din, bunalmış mahlukun iç çekişi, merhametsiz bir dünyanın ruhu ve aynı zamanda akılsız bir çağın aklıdır. Din halkın afyonudur.

Bazı çeviriler "bıkmış kitlelerin sessiz isyanı" diye de yazmıştır. Ayrıca burada AFYON kelimesinden kasıt "kısa süreli tedavi" edici yönünüdür. Marks'ın bu makaleler bütününü yazdığı dönemde afyon ilaçtı.

R.İhsan Eliaçık kendi dar persfektifiyle duruma yaklaşırken bir de şöyle demiş:

...Tam tersi ilk çıktığında olduğu gibi açlığa, adaletsizliğe ve buna neden olanlara “gür bir isyan” şeklinde tezahür etmelidir.... 

 Dini "bıkmış kitlelerin sessiz isyanı" olarak nitelendiren bir literatür yani Diyalektik ve Tarihsel Materyalizmi uygulayanlar tarafından tarihte defalarca söylenmiştir söylenmeye devam etmektedir. Yani yeni bir buluş değildir bu...

İdealist felsefe bakışıyla İslam dinine yeni yorumlar getirilirken Marksizme dayandırılan yersiz ve nesnel içeriği olamayan yakıştırmalara girmemeye özen göstersek iyi olur. Her şeyi geçtim temel pratikte tüm özgürlük mücadelelerinin içinde komünistlerin olduğunuda unutmayalım. Lübnan, Filistin, Irak ve tüm dünyada emperyalizmin işgali altındaki bölgelerde İslam Cepheleri ve Komünistler birlikte savaşmaktadır. Siper yoldaşlarınızın hayatı bilimsel yorumlayarak oluşturdukları Marksist Felsefe'ye yaklaşırken büyük titizlik ve saygı gösterilmeli...
.

0 yorum: